SONBAHAR YAPRAKLARI DÖKÜLÜRKEN

 








          Mevsimlerin en hüzünlüsü olarak kabul edilir sonbahar. Güz, Hazan ve Bağ bozumu isimleriyle de adlandırılan sonbahar, gündüzlerin kısalıp gecelerin uzadığı, güneşin etkisinin daha az hissedildiği, serin, yağışlı günlerin arttığı, ağaçların yapraklarının sararıp döküldüğü, otların kuruduğu, göçmen hayvanların daha sıcak yerlere gitmek için göç hazırlığına başladığı, kış uykusuna yatan hayvanların bu dönem için hazırlık yaptığı, meyve ve sebze çeşitliliğinin yaz meyve ve sebzelerinden kış çeşitliliğine döndüğü yazdan kışa geçiş mevsimidir. Kış mevsiminin habercisidir. Hüznün, aşkın, ayrılığın, özlemin ve daha nice duygunun mevsimidir. Sonbaharın geldiğinin ilk işareti havaların soğumasıyla birlikte ağaçların kuruyarak düşen yapraklardır. Daha sonra sonbahar yağmurları eşlik eder kuruyan yapraklara. Ve böylece bir hazan mevsimi başlamış olur. Sonbahar yaprakları, doğanın süsüdür. Bazıları hüzün olarak algılasa da ağaçların kışa hazırlığıdır yapraklarını dökmeleri. Ve bir renk cümbüşü oluşturur döküldükleri her yerde yapraklar. Sonbahar mevsiminin geride kalması ile birlikte sararan ağaç yaprakları kartpostallık görüntüler oluşturur. Stanley Horowitz ‘’Kış bir gravür, İlkbahar bir suluboya, Yaz bir yağlı boya ve Sonbahar hepsinin bir mozaiği.”diyerek anlatmıştır sonbaharı.
           Sonbahar her insan için farklı anlamlar içerir. Benim için de diğer anlamlarının yanında mantar mevsimidir. Mantar için sonbahar yağmurları olmazsa bulamazsınız. Yağmur yoksa mantar beklemeyin. Doğanın insana sunduğu bir nimettir mantar. Melki mantarı çam ağaçlarının olduğu yerlerde gizlemiştir kendini. Ancak arayanların bulabildiği bir mantardır. Çam pülçüklerini karıştırmayanlar bulamazlar. Lezzeti az bulunurluğundan mı bilinmez değerli mantarlardandır. Çam melkisinin lezzeti kadar toplamasının da verdiği haz başkadır. Yöreden yöreye ismi değişen çam melkisi, çıntar, kanlıca gibi isimlerle anılır. Çok sevdiğimden mi bilmem sonbaharla özdeşleştirdim çam melkisini. Tabi ki sadece mantar değil sonbaharla özdeşleşen. Kışlık yakacak telaşından, kışlık yiyecek telaşına, okul telaşından, kış hazırlıklarına kendine has özellikleri göze çarpar. Kışlık yakacağı olmayan kara kara düşünürken, doğal gaz kullananlar için bir düğmeye basmak kadar kolaydır. Sonbaharın gelişi insanların yaşamını etkiler. Artık yaz mevsiminde giydiğimiz ince giysilerin yerini daha kalın giysilere bırakır. Beslenme alışkanlıklarımız değişir. Yazın sıklıkla tükettiğimiz kavun, karpuz, domates, salatalık yerini yavaş yavaş ıspanak, portakal, mandalina gibi kış sebze ve meyvelerine bırakır. Yani sonbahar hem giyim tarzlarımızı hem de beslenme alışkanlıklarımızı değiştirir. Hatta içtiğimiz suyun miktarı ve sıcaklığı bile değişir. Yazın terlemeyle kaybedilen vücut sıvısını kazanmak için bol bol içtiğimiz soğuk sular yerini daha az ve ılık sulara bırakır. Böylece devam eder gider hazan mevsimi. 
         Sonbahar, insan ömrünün kışı olan yaşlılığa yaklaşıldığını ifade eder. Sizi bilmem ama benim için ömrümün sonbaharı sanki. Herkesin bir sonbaharı vardır; Kiminin yaşamadan yaşlandığı kiminin yaşlanmadan yaşadığı… Tıpkı Dört Mevsim gibidir insan… Gülerken “yaza” sevinirken “ilkbahara”, soğurken “kışa” hayalleri yıkılırken “Sonbahara” benzer. Sonbahar yaprakları dökülürken sözü şair Ziya Osman Saba’ya bırakarak sonlandıralım 
Kim bilir? 
İlk yağmur damlası düştü 
Kuru yapraklarına güzün. 
Ardında kış kıyamet, 
Dert, hüzün. 
Alınyazısı hepsi.. Kısmet.. 
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün, 
Kim bilir kaç günü kaldı 
Ömrümüzün?                                         
Not : Hayatlar inşa eden, fikir tohumları eken, her gün kıymetini yeniden anladığımız, aydınlık bir geleceğin ve medeniyetin inşası için didinen, çabalayan ve emek veren sevgili öğretmenlerimizin " 24 Kasım Öğretmenler Günü" kutlu olsun.                         

                                          Mustafa KURUOĞLU 
                                                24.11.2021 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACAMAT'TAN GAYRAMAZ'A BİR YOL HİKÂYESİ

ÖNCE AHLÂK

SONUNDA GELDİ, GÖKYÜZÜNDEN ATILAN KONFETİLER.