KURU'LUŞ

              ESKİ KÖYÜM,YENİ MAHALLEM Nerede kaldı o eski günler her şey eskiyle manidar Camii önünde kaldı mı bilmem üç beş ihtiyar. Gidenler mi mutlu yoksa kalanlar mı bahtiyar Kalanların çoğu emekli başlarında duruyor muhtar İşte eski köyüm yeni mahallemden geriye kalanlar Ormanlar boş kaldı, gezmiyor artık merada çobanlar. Patikalar kaybolmuş, sarmış her tarafı domuz ve ayılar. Ne ekim ne de dikim kaldı sürekli nadasta tarlalar. Doğa sessiz ve masum eskisi gibi ötmüyor kuşlar İşte eski köyüm yeni mahallemden geriye kalanlar Şehir gibi olmasa da kaldırım taşı oldu bütün sokaklar. Okullar kapandı, kalmadı sokakta oynayan çocuklar. Göçüp gitti artık kapı önünde sohbet eden kadınlar. Vesaitler çoğaldı hep boş kaldı eski konaklar İşte eski köyüm yeni mahallemden geriye kalanlar Köy dediğin yerde ne imece kaldı ne de angaryalar. Nerede kaldı o külüne muhtaç olunan komşuluklar. Ekmek bile pazardan, yanmıyor artık...

        Tarihte acı tatlı birçok olayın yıldönümü olan Aşure Günü gelmiş geçiyor. Kadirşinas birçok insanımızın ikramlarından yedik, nasiplendik. Bana da kısaca bir  şiirle paylaşmak kaldı.                          AŞURE GÜNÜNÜZ A şure, Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günüdür. Ş an ve şerefli tarihte, karanlık geçen günlerin dünüdür. U nutmayın, gün Kerbela'da yaşanan acıların yıl dönümüdür. R ezilce katledilen rahmet peygamberinin iki gülüdür. E ngin duygularla bolluk ve bereketin sembolüdür.   G elin aşure yapalım, yılda bir olsa da zamanın süsüdür. Ü züm, incir, fındık, fıstık, nohut ve buğday hepsi aşurenin özüdür. N uh Tufanı'ndan günümüze tarihi miras tatlı türüdür. Ü sve-i hasene gibi gelenekten geleceğe örfüdür. N imetler Allah’tan, pişirip dağıtmaksa hepimizin görgüsüdür. Ü mmeti Muhammed'in şifasına inandığı tatlı öngörüsüdür. Z aman gelip geçerk...

                 HACIAHMET MAHALLE'M  Hacı Ahmet ve Hacı Mehmet'in topraklarında  Arıyorum çocukluğumu, o dar sokaklarında  Canım memleketim bir şarkı gibi dudaklarımda Islık çalarak gezdiğim,o yemyeşil ormanlarında Aşıyorum hasreti git git bitmez virajlı yollarında  Hep mazide kalsa da yaşıyorum hatıralarımda Manavım özümde, rençber ve çobanım köyün yaylalarında Evlek evlek ektiğim kıraç ve susuz tarlalarında Topluyorum kır çiçeklerini kekik kokan bozkırlarında Muhit muhit gezgidiğim taşında toprağında Ana yurdum, baba ocağım sılanın uzaklarında  Hayatımın baharını yaşadığım o gurbet diyarlarında  Aminlerle arıyorum geçmişimi kaybolan mezar taşlarında Lisanı hal ile anlatmaya çalıştığım köyüm hep duygularımda  Lezzetli bir yemek gibi burnumda tüten hasret sofralarında Ezelden ebede kaybolup gitsem de ufuklarında Memleket sevdam hiç bitmedi bitmeyecek bütün satırlarımda           ...

                                           YAZ KONSERİ DEĞİL, ORMAN YANGINI                      Seyahat esnasında hep telefonla oynayacak değiliz ya bazen de etrafı seyrederiz. İllaki gözümüze bir şeyler takılır. Dışarıdaki manzara cezbeder. Buğuluysa cam elimizin içiyle şöyle bir daire çizerek siler ve bakmaya devam ederiz. Dışarıdaki manzara kadar ilan ve reklam afişleri gözümüze takılır. Belki de benim gibi sizin de dikkatinizi çeker, okursunuz. Düşündürür, alır götürür sizi başka dünyalara. Bazen de önemsiz gibi gelir bakar geçersiniz. Hatta okumazsınız bile. Hep aynı şeyler deyip bakma gereği bile duymazsınız. Yüz defa görseniz dahi  aklınıza bile gelmez. Benim de defalarca görmeme rağmen hep ilk defa görüyormuş gibi dikkatimden hiç kaçmayan bir uyarı afişi aklıma takıldı. Başlı...

          Geçen yıl yazıp paylaştığım bu şiirimi günün anısına tekrar paylaşıyorum. On Beş Temmuz'da boyun eğmeyen kahramanlarımıza saygıyla                                        ON BEŞ TE MMUZ O n beş Temmuz demokrasi ve milli birlik gününüz kutlu olsun N asıl bir iman ki çiğnetmedi yurdunu,fetö ve hainlerine lanet olsun B öyle bir ihanete karşı,vatan uğruna canını koyanlara helal olsun E y Türk milleti bu gurur senin, vatansızlar kahr-u perişan olsun Ş ahit ol ya Rabb İslam'ın son sancağı düşmedi, inananlara selam olsun T emmuz kalkışmasına,senaryo diyenlere yazıklar olsun E ngin duygularla, yürekleri vatan için çarpanların duaları kabul olsun M emleket ne darbeler gördü,çanak tutanların ateşi bol olsun M illet emanetine sahip çıktı,bu vatan ilelebet  payidar olsun U nutmayacağız unutturmaya...

           Duyarlı insanlar özeldir. Kıymetini bilin. Çok dikkat çekmezler ama duyardırlar. İşte öyle  insanlar hayatta, çevresine ve memleketine karşı duyarlıdır. Hatta dünya çapındaki gelişmeleri yakından takip eder. Duyarlı insan aklını kullanmak suretiyle yaşadığı duygusallığı yönetmeyi becerebilen insandır. Olaylara at gözlüğüyle bakmaz, geniş bir perspektiften ve fotoğrafın tamamına bakar. Araştırır gözlemler ve öylece değerlendirir. Önyargısız bir şekilde önce anlamaya çalışır. Duyarsız bir  insanın ise toplumun veya diğer insanların duygusal, sosyal veya fiziksel yaşamlarına ilgi duymamasıdır. Bir anlamda nemelazımcılıktır. Fark işte bu kadar açıktır. Duyarlı insanın en önemli özelliği ise milli gözle bakmasıdır.         İşte bu hafta da böyle duyarlı bir insandan bahsetmek istiyorum. Tanışmamız yirmi yıl öncesine dayanır. Öncelikle bir komşudan ibaretti. Zamanla  öz ablam kadar olmasa da en az onun  onun...

 HAYDİ BASTIR TÜRKİYE'M Berlin'de her yer kırmızı beyaz tüylerimiz diken diken. Takım hazır çoşkuyla stada koşuyor, tek eksik Merih iken Yine demir almak zamanı geldi,bu sefer Berlin'den Hiç bir şey bizi durduramaz UEFA'dır haksız cezayı kesen. Haydi bastır Türkiye'm,destek hepimizden  Her yer kırmızı beyaza boyanmış sanki Türk rüzgarı esiyorken. Sokaklarda bayrağımız dalgalanıyor dillerde marşımız içten. Almanya'da gurbetçilerin desteği hep en yüksekten  Bu kez rakip Hollanda olsa da sıradakini beklerken. Haydi bastır Türkiye'm,destek hepimizden  Kalede Mert Günok ahtapot gibi topu kapadı kaleden Defansımız, Mert, Samet, Abdülkerim ve Ferdi'den  Orta sahamız Salih, Kaan, Hakan, Kerem ve Arda Güler'den İleri uçta ise beklediğimiz goller Barış Alper'den Haydi bastır Türkiye'm,destek hepimizden  Nefeslerinizi tuttuk bekliyoruz,hedefimiz hep zaferden. İnanıyorum bizim çoculara, başarılar diliyorum gönülden. Portakallara dar edin sahayı, oynayın ...

 YAZ BAŞKA YAŞANIR,ATATÜRK PARKINDA  Şehrin merkezinde yürüme mesafesinde ayak altında Çay ocakları yayılmış parkın dört bir tarafında Çocuk oyun parkları kurulmuş hemen yanı başında Yaz başka yaşanır Susurluk Atatürk Parkında Dört bir tarafı ağaç yerler yemyeşil çim yaz aylarında. Her tarafı çiçeklerle bezenmiş yeşilin farklı tonlarında Ağaçları mesken tutmuş kuş cıvıltıları arasında Yaz başka yaşanır Susurluk Atatürk Parkında Masa ve sandalyeler özenle donatılmış güzel mekanda Çimen üzerinde  yayılmış çocuklar oyun başında Havasıyla dinlendirir insanı yaz sıcaklarında  Yaz başka yaşanır Susurluk Atatürk Parkında Kimi çekirdek çitlerken, çayın ve meşrubatın yanında Çayını yudumlarken.çınar ağaçlarının altında Her şey güzel sohbet tadında masa başında Yaz başka yaşanır Susurluk Atatürk Parkında Denizimiz yok belki ama bizim de parkımız var şehir ortasında. Bol köpüklü ayranı,salçalı meşhur tostu damak tadında Gündüz gölgesi geceleri ışıklar eşliğinde hoştur oturduğun...

        Avrupa Şampiyonası Almanya'da tüm hızıyla oynanmaya devam ediyor. Kimi elenip evine dönerken bizim ay yıldızlı milliler gibi turu geçenler devam ediyor. Geçen hafta Çekya maçı oynanmadan önce "Haydi Türkiye'm Çek Ya Bir Çeyrek Final"başlıklı yazımla millilere seslenmiştim. Beni okumamışlardır ama gereğini yaptılar. Bizim çocuklar zor da olsa Çek'leri geçtiler. Bu hafta ise maçtan sonra yazıyorum. Mademki uğurum tuttu, o zaman hem Avusturya maçını yorumlamak hem de Hollanda maçına başarılar dilemek için aldım kalemi elime. Başladım karalamaya. Son 16 turunda rakibimiz D grubunu lider bitiren Avusturya. Daha önce şampiyona hazırlıkları kapsamında deplasmanda 6-1 kaybettiğimiz bir takım. Zor maç olacağını düşünüyordum. Düşündüğüm gibi kolay da olmadı ama geçmesini bildik.          Çeyrek finaldeyiz ve "Bizim Çocukların" deyimiyle gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz.2024 Avrupa Şampiyonasında adım adım ilerliyoruz. Gurbetçilerimizin de ...