Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YALAN DÜNYA

Resim
         İnsanoğlu için hayat çok tatlı ve bir o kadar da meşakkatlidir. Bazen sevinç bazen hüznü hep bir arada yaşarız. Söz gelimi yalan dünya deriz ama bağlanmaktan da kendimizi alamayız. İnananlar için iki dünyayı da bir arada götürmektedir aslolan. Bu dünya fani ama aldanıp gidiyoruz. Bizden önce  bu dünya hayatından kimler geldi, kimler ahirete göç edip gittiler. En büyük vaaz insanoğluna ölümdür. Farkında mıyız bilmem. Aynı karınca hikâyesi gibi içinde debelenip dururuz. İtiraf etmem gerekirse, önce kendi nefsinden örnek  vereyim. Dünyanı yalan olduğunu biliyorum. Aynı zamanda da şu an  yazıyorum ama dudaktan kalbe indiremiyorum. Hemen gelip geçiyor. Sözde kalıyor biraz. Günlük hayatıma tatbik etmekte zorlanıyorum. Belki siz idrak etmişsinizdir. Her ne kadar aciz kalsam da hepimizin bildiği karınca hikâyesi hislerime tercüman oldu. Gelelim şimdi karınca hikâyesini bir hatırlayalım. Bir gün yere bir damla bal düştü. Küçük bir karınca geld...

SAVAŞI KAYBETTİĞİMİZ YER.

Resim
           Hayatta bir savaş değil midir sonuçta. Hep cephede olacak değil ya. Yaşam mücadelesinde herkes kendi savaşını verir. Maddi ve manevi fark etmez. Kazanmak için, ayakta kalmak için savaş. Sadece hayat mı? Hayır, tabi ki sadece hayat değil. Nefisle mücadele de bir savaştır. Nefis çok şey ister. Para pul, şan şöhret ve makam mevki. Kolayı seçer nefis, zordan kaçar. Gerçekten de öyle değil midir. Vesveselerle kötüye yönlendirir. Ufak bir zaafımızla mantığımızın önüne geçer. Yenmek de var yenilmekte var. Ya da zararın neresinden dönersek kârdır misali savaşa kaybettiğimiz yerden başlayabiliriz. Kaybetmek bazen kazanmaktır. Kaybederken kazanırsın. Kaybetmek bazen çok şeyi alıp götürse de aslında çok şey kazandırabilir. Neyse savaşı kazanıp kaybetmeyi bırakıp sadede geleyim.       Bu hafta da Hasan Nalçacı'nın şiir kitabını konu aldım. Başlığıma da kitabın adını koydum. Madem önümüzde bir eser var, o zaman eser ve sahibini onurlandıral...

BAŞIN SAĞ OLSUN TÜRKİYE'M

Resim
         Geçtiğimiz hafta yine şehit haberleriyle bir anda yine sarsıldık. Evlere yine ateş düştü. Ana, baba, eş ve kardeşlerin  ciğerleri dağlandı. Hep birlikte tarifsiz acılarla baş başa kaldık. Pençe-Kilit Harekât bölgesinde teröristlerce düzenlenen taciz ve sızma girişimi neticesinde 9 askerimiz şehit oldu. Hain pusuda can veren şehitlerimize Allah'tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum. Başımız sağ olsun. Vatan sağ olsun. İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Ne desek boş, yine sözün bittiği yerdeyiz. O sözün bittiği yerde kahraman şehitlerimiz vatan toprağına emanet edildi. Ülkemizin dört bir yanında "Şehitler ölmez, vatan bölünmez"nidalarıyla ve tekbirlerle uğurlandılar. Geride ise gözü yaşlı anne-baba, eş ve sevenlerini bıraktılar.             TV 'yi açıyorum, gördükçe tarifsiz acıyı hissetmeye çalışıyorum. İnsan bir anda hayattan soğuyor. Ama yine de bu konuda söz sahibi uzmanları izliyor, algılamaya çalışı...

YERELDE SEÇİM HAVASI ESMEYE BAŞLADI

       Malum mevsim kış. Dolayısıyla soğuk kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Zaman zaman yüksek kesimlerde kar kendini gösterirken alçak kesimlerde ise soğuğu hakim olmaya başladı. Sonuçta bir yandan da bereket olarak beklenen misafir kar. Yağan kar ve yağmur olurken hissedilense soğuktur her zaman. Fark etmez zamanı karakışın. İşte böyle kış kışlığını işlerken, soğuk hava kendini hissettirmeye başlarken bir yandan da seçim havası esmeye devam ediyor. Yani havalar soğurken seçim havası ısınmaya başladı. Yerel seçim havası ülkemiz gündeminde aynı hava durumu gibi kendinden iyiden iyiye söz ettirmeye devam ediyor.             Biliyorsunuz ülkemiz yerel seçimlere gidiyor. Ben bildim bileli hiç erken yerel seçim olmadı. Hep zamanında yapıldı. Yıllardır hep beş yılda bir yapılan yerel seçimler yine zamanında 31 Mart 2024'te gerçekleşecek. Seçimin nabzı yerelde ve genelde çok hızlı atmaya başladı. Aday ...

ENES'İM

Resim
       Bugün günlerden 04 Ocak Perşembe,biricik oğlumun doğum günü.Şiir gibi geçen günlere ithafen bir şiirle duygularımı ifade etmeye çalıştım.                          ENES'İM Ey oğul,ne zaman büyüdün anlayamadım Nasıl da geçti o güzelim yıllar, sayamadım Evlat,öyle tatlısın ki sevmeye bile kıyamadım Sen Allah'ın bir lütfusun şükrüne doyamadım İlk göz ağrım, iyi ki vermiş seni bize Yaradanım Mutluluklarla yeni yaşın kutlu olsun delikanlım.                                         Mustafa KURUOĞLU                          ...

TÜFENK İCAT OLDU, MERTLİK BOZULDU.

          Eskiden yiğitliği bozan tek icat olan delik demirmiş. Şimdi ise delik demirin yerini çeşitli düzenbazlıklar aldı. Şöyle ki son zamanlarda sanal dolandırıcılık, internette/dijital platformlarda gerçekleştirilen, hileyle kandırarak zarar vermeyi amaçlayan dolandırıcılık faaliyetleri peydahlandı. Halk ozanı Köroğlu boşuna söylememiş "Tüfenk icat oldu mertlik bozuldu”diye. Keşke mertliği bozan tek tüfenk olsaydı. O günlerden bu günlere çok zaman geçti. Ama gün geçtikçe insanlık ahlâk noktasında hala kan kaybediyor. Şeytana bile pabucunu ters giydirecek oyunlarla karşı karşıyayız. Nedendir bilmem ya da bana mı öyle geliyor onu da bilemedim. Günümüz dünyasında sosyal medyadan çevrilen oyunların haddi hesabı yok. İnsanların iyi niyetini suiistimal ederek parasına, mal ve mülküne el koymaya çalışan sanal dolandırıcılar türedi. Bu arada yanlış anlaşılmasın. Şükürler olsun ki çevremde tanıdığım insanlardan böyle bir dolandırıcıya rastlamadım. Ama bir anda bende ...