KURU'LUŞ

              Geçtiğimiz günlerde cemrenin toprağa düşmesi ile birlikte hava sıcaklıklarının artması beklenirken bir anda bastıran kar yağışı ve soğuk hava "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" dedirtti. Mart ayının sonuna gelmemize rağmen atasözümüz gerçek oldu. Adeta gitti gitti geldi. Soğuk ve kar mevsim normallerinin üzerinde seyretti hep. Yakın zamanda böyle bir kış böyle Mart yaşamamıştık. Kara kış hayatı olumsuz etkiliyor haberlerini bu yıl çok izledik. Kar yağmadan geçen kış, kış sayılır mı hiç? Özellikle yeni yıla girerken şöyle lapa lapa bir kar yağmalı, damlar, çatılar, ağaçlar bembeyaz karla örtülmeli, şehir büyülü bir güzelliğe bürünmeli. Bu hissiyat bu yıl fazlasıyla gerçekleşti. Kartpostalımsı görüntülere sahne oldu.         Kara kışın güzelliği bir başkadır. Berekettir, beklenendir. Barajların dolmasıdır, mikropların ölmesidir. Çiftçinin bereketine vesiledir. Soba başında portakal kabuğu kokusu yanında k...

                                  Hayal kurmak çocukluk döneminde başlayan ve ileriki yıllarda gelişen çok önemli bir kavramdır.Genelde bizler hayal etmeye çalıştığımızda, hayaller içinde yaşamamamız gerektiği ve gerçekçi olmamızın faydalı olacağı söylenmiştir.Bu nedenle hayal kursak bile onları sınırlandırıyoruz,yok artık diyoruz çok abarttım.Oysa ki yaşam bolluk içindedir.İmkansız diye birşey yoktur.İçimizde kıtlık bilinci vardır,bunu fark ettiğimiz an değiştirebiliriz.Bundan sonra sadece hayal etmeniz, isteğinizin olması için fitili ateşleyecektir. Theodore Roosevelt ne diyordu. "İnanmak başarmanın yarısıdır".Bir şeyi yapacağımıza gerçekten inandığımızda, aslında en önemli adımı atmış oluruz.Başarmak için inanmak, kararlı olmak,azimli olmak ve sabırlı olmak gerektiğini ortaya koymaktır.Önce hayali olacak tabi ki.Gerisi kolay zoru başarmak için.           Çocukken çoğumuz...

           Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş sözlerini duymuşsunuzdur. Bu sözleri söyleyen atalarımız der ki doğduğun yeri değil doyduğun yeri yurt edin.İnsanoğlu bitki misali nerede yerleşirse, orada kök salıp büyüyor. Çoluk –çocuk, işler güçler, ev, araba doyduğu yerde sahip oluyor.Doğduğu yerdeki acılar, mutluluklar hatıralar da gözünün önünden geçer film şeridi gibi.          Hayat şartları bazı insanları doğduğu yerde bırakırken bazılarını doyduğu yere savurup götürür.Birçok insana göre doğduğu yer önemlidir.Kimine göre ise para kazandığı geçimini sağladığı,geleceğini kurduğu ve doyduğu yer.Genel kanı doğduğum yer geçmişim, doyduğum yer geleceğimdir.          Bu konuda Mevlana’nın “Pergel Metaforuna” değinmeden geçmek olmaz. “ İnsan bir pergele benzer. Bir ayağı sabit, diğer ayağı ise açılabildiği kadar açılabilmeli.”Bu kıyaslamayı bende memleket ve gurbete uyarladım.Demek oluyo...

          Oldum olası fikri tartışma programları dikkatimi çekmiştir hep. Hele yaşadığımız pandemi döneminde, eve kapandığımız günlerde daha da bağımlılık oluşturdu bende. Televizyonda beyin fırtınası, fikir jimnastiği ve tarafsız bakış açısı anlamında programları severek izledim. Amacım yeni bilgiler edinerek uzmanların fikirlerinden istifade etmekti. Beklentim ise sadece tarafsızlıktı.               Maalesef çoğu zaman programlar beklentileri karşılamıyor. Tarafsız olmayı yanlış değerlendiriyoruz. Tarafsız olmak, belli bir konuda tercihinin olmaması demek değildir. Bir konuda taraf olabilirsiniz. Bir konuda taraf olduğunuz halde, o konuda tarafsız olmanız gerekir. Yanlış anlaşılmasın tabiî ki doğrunun ve hakkın yanında olacağız. O inkâr edilemez bir gerçek. Burada Yaşar Kemal'in"Bir de kimileri, sen taraf tutuyorsun diyorlar. Benim taraf tutmam kadar doğal ne var ki… Kendimi bildim bileli Türkiye’nin halklarının yanınday...

                   Yazımın başlığını gördüğünüz anda herkesin aklına "Hababam Sınıfı"nın Mahmut Hocası gelmiştir.Meşhur Mahmut Hocayı yazamaya belki kalibrem yetmez ama yeğenim olan Mahmut Hocayı yazabilirim diye düşünüyorum.Kıyaslanamaz belki ama rahmetli sinemanın duayeni,yeğenim ise basketbol antrenörlüğünün baharında daha.Tek benzerlikleri isim ve ünvanları olsa gerek.Rolünün hakkını veren bir aktör olarak babacan tavırlarıyla tam bir eğitimci tam bir idareciyi güzel yansıttı.Kendisini öğrencilerine adamış gibi belleğimizde iz bıraktı.Yeğenimde de basketbolcu öğrencilerine bakarken meşhur Mahmut hocanın öğrencilerine bakışını görüyorum.Ama kat etmesi gereken çok yolu olduğunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim.             Buradan hareketle sinemanın unutulmazları arasına giren Mahmut Hocadan gelelim bizim Mahmut Hocaya; Orhanelide basketbol deyince akla gelen çalışmalarıyla örnek bir adamdan bahsetmek ...